Özet
“Laissez-faire” bir diğer deyişle “bırakınız yapsınlar” ekonomi görüşünün ateşli bir savunucusu olan Gustave de Molinari, temsilcisi olduğu düşünce akımına yeni bir soluk getirmiş ve klasik liberallerin çekince ile yaklaştığı bir fikri ortaya atmıştır: Güvenliğin serbest piyasada sağlanması. “Kendiliğinden düzen”e ulaşmak için devletlerin yalnızca bir sigorta şirketi kadar yetkilerinin olması gerektiğini savunan Molinari’nin bu konudaki
düşünceleri “Serbest Piyasa ve Güvenlik” adlı kitapta dercedilmiştir. Çalışmamız boyunca “Serbest Piyasa ve Güvenlik” adlı kitabı incelemeye çalışacağız ve nihayet konuyla ilgili düşüncelerimize yer vereceğiz.
Anahtar Kelimeler: Laissez-faire, serbest piyasa, güvenlik, anarko-kapitalizm
Abstract
Gustave de Molinari, an vigorous advocate of the “Laissez-faire” made all the difference to the ideology he represented and put forward an idea that classical liberals approached with reservations: Providing the security service in the free market. The ideas of Molinari, who argues that stats should only hava as much authority as an insuranca company in order to achieve “spontaneous order” are compiled in the book called “Free Market and Security”. We will try to examine that book called “Free Market and Security” and finally we will explain our thoughts on this subject during our study.
Keywords: Laissez-faire, free market, security, anarcho-capitalism
Giriş
Henüz yirmili yaşlarında “laissez-faire” akımının savunucuları arasında yer edinen Gustave de Molinari, ürün ve hizmetlerin piyasada serbestçe sunulması konusunda ürün ve hizmetlerin türünün bir öneminin olmadığına kanaat getirmiş ve Société d’Economie Politique dergisinde bu kanaati sonucunda kaleme aldığı yazıları ile piyasa anarşizmi ya da diğer adıyla anarko kapitalizmin ilk sözcülüğünü yapan ekonomist olmuştur. Güvenlik ve hukuk hizmetlerinin dahi serbest piyasada sunulması gerektiğini belirten Molinari’nin bu konudaki düşünce ve görüşleri “Serbest Piyasa ve Güvenlik” adlı kitapta toplanmıştır. Nitekim yazar, güvenlik hizmetinin şirketler tarafından sağlanması halinde kamu tarafından sağlanan ve halkın tüketime mecbur tutulduğu tekel bir güvenlik hizmetinden artık söz edilemeyeceğini, buna karşılık tüketicilerin, yani halkın en iyi ve en ucuz güvenlik hizmeti veren şirketin “kullanıcı”ları olacağını, bunun sonucunda şirketler arasında kendi hizmetlerinin satılması için güvenliğin daha iyi ve daha ucuz sağlanması özelinde bir rekabet oluşacağını ve bu durumdan en çok halkın faydalanacağını ekonomi biliminin ilkeleri ile, bilhassa “laissez-faire” akımının mantığı ışığında tutarlı bir şekilde izah etmektedir.
İlk bakışta ütopya konusu niteliğinde karşımıza çıkan yazarın fikri, teorik olarak mantıksız değildir ancak yazar da zamanla, belki de bu konudaki serbest rekabetin onulmaz sonuçlara yol açacağını düşünerek, “The Society of Tomorrow” adlı kitabında iddialarını revize ederek serbest rekabete izin vermektense tek bir özel savunma ve koruma şirketi olması gerektiği konusunda karar kılmıştır.
Çalışmamız boyunca Gustave de Molinari’nin yaşamı ve yazın hayatına ilişkin kısaca açıklamalar yapıp anarko kapitalizm, “laissez-faire” gibi akımlar ile ilişkisine değineceğiz. Akabinde güvenlik hizmetinin serbest piyasada özel şirketler tarafından
sağlanmasına ilişkin yapacağımız izahatta farklı çalışmalar yanında esas olarak Molinari’nin “Serbest Piyasa ve Güvenlik” kitabını kaynak edineceğiz.
1. Anarko Kapitalizm’in İlk Öncüsü: Gustave de Molinari
3 Mart 1819 yılında doğan Gustave de Molinari, David Hart’a göre 19. asrın ikinci yarısında Fransa’da klasik liberalizmin laissez-faire ekolünün lider temsilcisi idi. Molinari Belçika’da doğmuş ve 1840’larda Paris’e taşınıp liberalizmin savunucuları arasında çok önemli bir yer edinmiştir. Molinari’nin liberaller arasında öyle bir yeri vardı ki, Bastiat , 1850’de, ölüm döşeğindeyken onu halefi olarak tanımlamıştır. Savundukları ve ileri sürdükleri ile klasik liberallerden ayrılan Molinari daha sonra ortaya konulacak birtakım düşünce akımlarına öncülük edecekti. Nitekim devletsiz bir toplumsal düzen öngörüsünde bulunan piyasa anarşizmi/anarko kapitalizm, Belçika asıllı Fransız düşünür Gustave de Molinari’yi ilk anarko kapitalist olarak ilan etmiştir.
Molinari, klasik liberallerden bazı konularda ayrılarak, daha doğru bir ifadeyle ileri giderek devletin bireylerin özgürlüklerini sınırlayan bir mekanizma olduğunu ve bu mekanizmanın ivedilikle ortadan kaldırılması gerektiğini ifade etmektedir. Molinari’nin sosyal teorisi, doğal bir yapı ve işleyişe sahip olan toplum ile suni bir kurum olarak konumlandırılan devlet karşıtlığı üzerine kurulur. Siyaset alanına, siyasi erkin bütünleştiği devlet kurumuna bakışı olumsuzdur. Nitekim bu konudaki düşüncelerini “…Devletin bireyin hayatı ve mülkiyeti üzerindeki egemen gücü, gerçekte, militarizmin, siyasasını ve korumanın yegâne menşei ve kaynağıdır, bu ‘devlet’in ilgası toplumun en acil ihtiyacıdır” şeklinde ifade eden Molinari, o tarihte henüz daha adı dahi konulmayan “anarko-kapitalizm” düşüncesine öncülük etmektedir.
Gustave de Molinari “Les Soirées de la Rue Sainte-Lazare” (Saint Lazare Sokağındaki Akşamlar) ile “De la Production de la Securite” (Güvenlik Hizmetinin Üretimi) adlı çalışmaları ile entelektüel camiada oldukça tanınır hale gelmiştir. Ancak bu yazıları sebebiyle dönemin siyasal egemenleri rahatsız olmuşlardır. Nitekim söz konusu iki yazı, 1848 Devrimi sonrasında Molinari’nin III. Napolyon tarafından Belçika’ya sürülmesine neden olmuştur.
Güvenlik hizmetinin serbest piyasada, serbest rekabet koşulları ile şirketler tarafından sağlanması gerektiğini dile getiren Molinari, yaşamının sonlarına doğru savunduğu bu fikrinden uzaklaşır. Serbest rekabet koşullarındaki güvenlik hizmeti yerine bölgesel tekeller fikrini benimser.
Gustave de Molinari 2 Ocak 1912 yılında, Belçika’da ölmüştür.