Özet
Birtakım sosyolojik, hukuki ve sair nedenler sonucunda meydana gelen çarpık kentleşme, gecekondulaşma ve zaman içinde doğal afetlere karşı dirençsiz hale gelmiş binaların ıslahı ya da yıkılıp yeniden yapılmasını ve şehirlerin modern çağa uyar şekilde dönüştürülmesini hedefleyen kentsel dönüşüm, farklı mevzuatlar kapsamında düzenlenmiştir. Kentsel dönüşümün hukuki dayanakları ülkemizin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler, kanunlar ve yönetmelikler olarak sıralanmaktadır. Bu dayanaklardan biri olan 3194 sayılı İmar Kanunu ile kentsel dönüşüm arasındaki ilişki çalışmamız kapsamında incelenecek ve konu ile ilgili açıklamalarda bulunmaya çalışılacaktır.
Anahtar Kelimeler: İmar Kanunu, İmar, Kentsel Dönüşüm
Abstract
Urban transformation, which aims to rehabilitate or demolish and rebuild buildings that have become non durable to natural disasters over time, and to rebuild unplanned urbanization and squatting, which occurs as a result of some sociological, legal and other reasons and to transform cities in accordance with the modern age, has been enacted within scope of different legislations. The legal bases of urban transformation are specified as international conventions which our country is a party, law and regulations. The relevance between the Zoning Law No: 3194, which is one of these bases, and the urban transformation will be examined within the scope of our study and it will be tried to make explanations on this subject.
Keywords: Zoning Law, Zoning, Public Transformation
Giriş
Farklı kanunlar kapsamında düzenlenmiş olan kentsel dönüşüm, doktrinde “kamu, özel sektör ve halk katılımını savunan, yoksul bölgelerin ıslahına ve yapı-çevre-donatı üçlüsünün iyileştirilmesine çalışan, kişilerin yaşam mekanlarının yanında ticaret ve sanayi sayesinde ekonominin de ilerlemesini amaçlayan; bununla birlikte, kent merkezlerini, günümüz yaşamına uyum sağlayabilecek niteliğe kavuşturmak bakımından geliştirilmiş bir planlama çalışması” şeklinde tanımlanmaktadır. Bir başka deyişle kentsel dönüşüm, şehirleşmenin beraberinde getirdiği sorunların çözümüne yönelik yenileme ve geliştirme projeleridir. Terim, Türk Dil Kurumu Büyük Türkçe Sözlüğü’nde ise “kentin imar planına uymayan ruhsatsız binaların yıkılıp, planlara uygun olarak toplu yerleşim alanlarının oluşturulması” şeklinde tanımlanmıştır. Türk Dil Kurumu tarafından yapılan tanım, çalışmamızın konusu açısından okurlara büyük bir ipucu vermektedir.
Türk planlama sistemi içinde henüz yeni olduğu söylenebilecek kent yenileme anlayışı 1980 sonrası süreçte özellikle gecekondu alanlarının dönüştürülmesi amacıyla uygulanmaya başlanmıştır. Genel olarak kentsel dönüşümün hedefi, değişik nedenler ile zaman içinde yapısal olarak eskimiş, yıpranmış ya da kimi durumlarda terk edilmiş, çağın gerektirdiği sosyo-ekonomik ve fiziksel koşulları (park, yürüyüş alanları, spor kompleksleri gibi) göz önünde tutularak değiştirilmesi, dönüştürülmesi, ıslah edilmesi ve yeniden canlandırılarak kente kazandırılması olarak sıralanabilecektir.
Şehirlerin gelişim ve büyümesi, İmar Kanunu kapsamında düzenlenen “imar planları” vasıtasıyla belli başlı kurallar çerçevesinde olmaktadır. Yeni yapılar bu planlar çerçevesinde inşa edilebilmekte, şayet imar planında yapılaşmaya izin verilmemekte ise söz konusu bölgede yapılaşmaya gidilememektedir. Bahsedilen konu, kanun kapsamında her ne kadar bu şekilde düzenlenmiş olsa da insanlar, sosyolojik ve ekonomik birtakım nedenler dolayısıyla çarpık kentleşme ve gecekondulaşmaya neden olmaktadırlar. Bunun sonucunda imar planlarının fiiliyatta bir önemi kalmamaktadır. Gecekondulaşmanın genelde devlet arazileri7 üzerinde meydana geldiği düşünüldüğünde, yetkililer tarafından ya gecekondu sakinlerinin “yerlerinden edilerek” söz konusu sahanın boşaltılması gerekecek, ya da kentsel dönüşüm yoluna başvurulacaktır.
Biz çalışmamız kapsamında kentsel dönüşüme ilişkin hukuki prosedürün nasıl işlediğine dair açıklamalara yer vermeyeceğiz. Yapılan çalışmamız kapsamında kentsel dönüşüme dayanak olan hukuki regülasyonlarla ilgili kısa bir açıklama yapıldıktan sonra, kentsel dönüşüm ile İmar Kanunu arasındaki ilişki incelenmeye çalışılacaktır.
1 – Kentsel Dönüşümün Hukuki Dayanakları
1.1 – Uluslararası Anlaşmalar
Kentsel dönüşüm birçok uluslararası anlaşmada düzenlenmiştir. Bu uluslararası anlaşmalardan kronolojik olarak ilki, Atina Anlaşmasıdır. Atina Anlaşması, 1941 yılında Paris’te kentsel çevre sağlığının korunması amacıyla kentsel yapı ile altyapısının kurulması ve bunun için gerekli denetim mekanizmalarının oluşturulması amacıyla imzalanmıştır.
Kronolojik olarak ikinci sırada gelen uluslararası anlaşma İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’dir. Beyannamenin 25. maddesinde konut hakkı ile ilgili düzenlemeye yer verilmiştir.
Konuyla ilgili diğer uluslararası anlaşmalar 1972 yılında kabul edilen Stockholm Bildirgesi, Avrupa Kentsel Şartı ve Habitat II olarak da bilinen Birleşmiş Milletler İnsan Yerleşimleri Konferansı olarak sıralanabilecektir.
1.2 – Kanunlar
Daha önce de belirttiğimiz üzere, kentsel dönüşüm farklı kanunlar kapsamında düzenlenmiş bulunmaktadır. Kentsel dönüşüm ilk olarak kaçak yapılaşmanın önüne geçmek gayesiyle gündeme gelmiştir. Takip eden süreçte ise kaçak yapıların hukuka uyar nitelik kazanması için imar affı ve gecekonduya ilişkin birtakım kanunlar getirilmiştir. Buna göre kentsel dönüşüm hakkında düzenlemelerin bulunduğu kanunları aşağıdaki gibi sıralanabilecektir:
775 sayılı Gecekondu Kanunu
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu
2985 sayılı Toplu Konut Kanunu
3194 sayılı İmar Kanunu
5366 sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıklarının Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanun
5393 sayılı Belediye Kanunu
5543 sayılı İskan Kanunu
6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun
Biz, çalışmamızın konusunun sınırlarının aşılmaması amacıyla diğer kanunlara ilişkin açıklamalarda bulunmayacağız, yalnızca İmar Kanunu ile kentsel dönüşüm arasındaki ilişkiyi irdelemeye çalışacağız.